# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَجَمَعَ فَاَوْعٰى | |
Türkçe Okunuşu * | Ve ceme’a fe-ev’â | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mal toplayıp da kasalarda keselerde yığanı! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 17, 18. Yüz çevirip geri dönen, (servet) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağırır! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 15,16,17,18. Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 17,18. O, (hakka) arka döneni ve (imandan) yüz çevireni; servet toplayıp yığanı kendine çağırır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Mal toplayıp kasada yığanı, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (mal) birikdirib de kab içinde saklayanı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 17,18. (O ateş, Hakk'a) arkasını dönüp (itâatten) yüz çeviren ve (mal) toplayıp dasaklayan kimseyi (kendine) çağırır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de (mal ve para) biriktirip depoya, kasaya yığanı... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve (malı) toplayıp da, bir kap içinde saklayanı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Malı toplayıp yığanı da. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And collect (wealth) and hide it (from use)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 18. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...