# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَنَرٰيهُ قَر۪يبًاۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve nerâhu karîbâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ama biz onu gerçekleşmesi kesin ve pek yakın görüyoruz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz ise onu yakın görmekteyiz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ama biz onu yakın görmekteyiz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz ise onu yakın görüyoruz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz ise onu yakın görüyoruz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz se onu yakın görürüz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz ise onu yakın görüyoruz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki (biz) onu yakın görüyoruz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Fakat biz, o azabı yakın görüyoruz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Halbuki, Biz onu pek yakın görürüz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz ise yakın görüyoruz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But We see it (quite) near. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...