# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżîne hum li-emânâtihim ve ’ahdihim râ’ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O mü’minler, kendilerine verilen her türlü emâneti, vazîfeyi dikkatle gözetir ve verdikleri sözleri tastamam yerine getirirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Emanetlerine ve ahitlerine riayet edenler; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Emanetlerini ve sözlerini yerine getirenler, |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onlarki emanetlerine ve ah'dlerine riayet ederler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Şunlar da müstesna:) Emânetlerine ve ahidlerine riaayet edenler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yine o kimseler (o namaz kılanlar) ki, onlar emânetlerini ve sözlerini yerine getirenlerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet edenler, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar ki emanetlerine ve ahdlerine riâyet ederler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar emanet ve ahidlerine riayet ederler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And those who respect their trusts and covenants; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 32. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...