# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżîne hum min ‘ażâbi rabbihim muşfikûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, Rablerinin azabından çok korkar, tir tir titrerler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 27, 28. Rablerinin azabından korkanlar, ki Rablerinin azabı(na karşı) emin olunamaz; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 22,23,24,25,26,27. Ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Rablerinin azabından korkarlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onlarki Rablarının azâbından korkarlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bir de (şunlar): Rablerinin azabından korkanlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O kimseler ki, onlar, Rablerinin azâbından korkanlardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar ki, Rablerinin azabından korkarlar; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar ki, Rablerinin azabından korkanlardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar Rablerinin azabından korkarlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And those who fear the displeasure of their Lord,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 27. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...