Abese Sûresi Diyanet İşleri (Yeni) Meali


SÛRE

MEAL LiSTESi


Karşılaştır Abese Sûresi 1: 1,2. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
عَبَسَ وَتَوَلّٰىۙ ﴿١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 2: 1,2. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
اَنْ جَٓاءَهُ الْاَعْمٰىۜ ﴿٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 3: (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰىۙ ﴿٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 4: Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.
اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰىۜ ﴿٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 5: Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰىۙ ﴿٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 6: Sen, ona yöneliyorsun.
فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰىۜ ﴿٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 7: (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!
وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰىۜ ﴿٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 8: 8,9,10. Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
وَاَمَّا مَنْ جَٓاءَكَ يَسْعٰىۙ ﴿٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 9: 8,9,10. Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
وَهُوَ يَخْشٰىۙ ﴿٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 10: 8,9,10. Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰىۚ ﴿١٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 11: Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür.
كَلَّٓا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌۚ ﴿١١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 12: Dileyen ondan öğüt alır.
فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۢ ﴿١٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 13: 13,14,15,16. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
ف۪ي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍۙ ﴿١٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 14: 13,14,15,16. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍۙ ﴿١٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 15: 13,14,15,16. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
بِاَيْد۪ي سَفَرَةٍۙ ﴿١٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 16: 13,14,15,16. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli sahifelerdedir.
كِرَامٍ بَرَرَةٍۜ ﴿١٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 17: Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!
قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَٓا اَكْفَرَهُۜ ﴿١٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 18: Allah, onu hangi şeyden yarattı?
مِنْ اَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُۜ ﴿١٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 19: Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.
مِنْ نُطْفَةٍۜ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُۙ ﴿١٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 20: Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
ثُمَّ السَّب۪يلَ يَسَّرَهُۙ ﴿٢٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 21: Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.
ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُۙ ﴿٢١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 22: Sonra, dilediği vakit onu diriltir.
ثُمَّ اِذَا شَٓاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 23: Hayır, hayır o, Allah’ın kendisine emrettiğini yerine getirmedi. (İman etmedi.)
كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَٓا اَمَرَهُۙ ﴿٢٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 24: Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِه۪ۙ ﴿٢٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 25: Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
اَنَّا صَبَبْنَا الْمَٓاءَ صَبًّاۙ ﴿٢٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 26: Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık!
ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّاۙ ﴿٢٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 27: 27,28,29,30,31,32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
فَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا حَبًّاۙ ﴿٢٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 28: 27,28,29,30,31,32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
وَعِنَبًا وَقَضْبًاۙ ﴿٢٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 29: 27,28,29,30,31,32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
وَزَيْتُونًا وَنَخْلًاۙ ﴿٢٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 30: 27,28,29,30,31,32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
وَحَدَٓائِقَ غُلْبًاۙ ﴿٣٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 31: 27,28,29,30,31,32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
وَفَاكِهَةً وَاَبًّاۙ ﴿٣١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 32: 27,28,29,30,31,32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ ﴿٣٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 33: 33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُۘ ﴿٣٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 34: 33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ ﴿٣٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 35: 33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
وَاُمِّهِ وَاَب۪يهِۙ ﴿٣٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 36: 33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ ﴿٣٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 37: 33,34,35,36,37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ ﴿٣٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 38: O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar,
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ ﴿٣٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 39: Gülerler, sevinirler.
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ ﴿٣٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 40: O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ ﴿٤٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 41: Onları bir siyahlık bürür.
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ ﴿٤١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 42: İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.
اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢﴾

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/muminun-suresinin-62-ayeti-ne-anlatiyor-199526-m.jpg
Müminûn Suresinin 62. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tegabun-suresinin-tefsiri-199514-m.jpg
Teğâbün Suresinin Tefsiri

Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-53-ayeti-ne-anlatiyor-199487-m.jpg
Müminûn Suresinin 53. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2022/11/yasin-suresinin-fazileti-189631-m.jpg
Yasin Suresinin Fazileti

Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ  (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-29-ayeti-ne-anlatiyor-199466-m.jpg
Müminûn Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/muminun-suresinin-21-ayeti-ne-anlatiyor-199455-m.jpg
Müminûn Suresinin 21. Ayeti Ne Anlatıyor?

Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...