# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مِنْ نُطْفَةٍۜ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Min nutfetin ḣalekahu fekadderah(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir damlacık sudan! Yarattı da onu en güzel biçimine koydu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş; |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir damla sudan, onu yarattı da biçime koydu. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir nutfeden, yarattı da onu biçimine koydu |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bir damla sudan yaratdı da onu biçimine koydu. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 18,19. (Allah) onu hangi şeyden yarattı? Bir nutfeden (hakir bir sudan süzülmüş hulâsadan)! Onu yarattı da ona (bir hayat) takdîr etti. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir nutfeden (meniden) onu yarattı da (insan) biçimine koydu. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onu bir damla sudan yaratmış da onu takdir etmiştir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir damla sudan! Onu yarattı, ona biçim verdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | From a sperm-drop: He hath created him, and then mouldeth him in due proportions; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Abese Sûresi 19. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...