Karşılaştır Abese Sûresi 1:
1,2. Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.
Karşılaştır Abese Sûresi 2:
1,2. Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.
اَنْ جَٓاءَهُ الْاَعْمٰىۜ ﴿٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 3:
Ne bilirsin, belki de o arınacak;
وَمَا يُدْر۪يكَ لَعَلَّهُ يَزَّكّٰىۙ ﴿٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 4:
Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti.
اَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرٰىۜ ﴿٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 5:
5,6. Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
اَمَّا مَنِ اسْتَغْنٰىۙ ﴿٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 6:
5,6. Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
فَاَنْتَ لَهُ تَصَدّٰىۜ ﴿٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 7:
Arınmak istememesinden sana ne?
وَمَا عَلَيْكَ اَلَّا يَزَّكّٰىۜ ﴿٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 8:
8,9,10. Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
وَاَمَّا مَنْ جَٓاءَكَ يَسْعٰىۙ ﴿٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 9:
8,9,10. Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
Karşılaştır Abese Sûresi 10:
8,9,10. Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
فَاَنْتَ عَنْهُ تَلَهّٰىۚ ﴿١٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 11:
Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür.
كَلَّٓا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌۚ ﴿١١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 12:
Dileyen onu öğüt kabul eder.
فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۢ ﴿١٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 13:
13,14. O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.
ف۪ي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍۙ ﴿١٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 14:
13,14. O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.
مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍۙ ﴿١٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 15:
15,16. İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.
Karşılaştır Abese Sûresi 16:
15,16. İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.
Karşılaştır Abese Sûresi 17:
Canı çıksın o insanın, o ne nankördür!
قُتِلَ الْاِنْسَانُ مَٓا اَكْفَرَهُۜ ﴿١٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 18:
Allah onu hangi şeyden yaratmış?
مِنْ اَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُۜ ﴿١٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 19:
Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş;
مِنْ نُطْفَةٍۜ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُۙ ﴿١٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 20:
Sonra, yolu ona kolaylaştırmıştır.
ثُمَّ السَّب۪يلَ يَسَّرَهُۙ ﴿٢٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 21:
Sonra onu öldürür ve kabre koyar.
ثُمَّ اَمَاتَهُ فَاَقْبَرَهُۙ ﴿٢١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 22:
Sonra, dilediği zaman onu tekrar diriltir.
ثُمَّ اِذَا شَٓاءَ اَنْشَرَهُ ﴿٢٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 23:
Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir.
كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَٓا اَمَرَهُۙ ﴿٢٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 24:
İnsan, yiyeceğine bir baksın;
فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِه۪ۙ ﴿٢٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 25:
Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz.
اَنَّا صَبَبْنَا الْمَٓاءَ صَبًّاۙ ﴿٢٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 26:
26,27,28,29,30,31. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
ثُمَّ شَقَقْنَا الْاَرْضَ شَقًّاۙ ﴿٢٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 27:
26,27,28,29,30,31. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
فَاَنْبَتْنَا ف۪يهَا حَبًّاۙ ﴿٢٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 28:
26,27,28,29,30,31. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
وَعِنَبًا وَقَضْبًاۙ ﴿٢٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 29:
26,27,28,29,30,31. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
وَزَيْتُونًا وَنَخْلًاۙ ﴿٢٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 30:
26,27,28,29,30,31. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
وَحَدَٓائِقَ غُلْبًاۙ ﴿٣٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 31:
26,27,28,29,30,31. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
وَفَاكِهَةً وَاَبًّاۙ ﴿٣١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 32:
Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir.
مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ ﴿٣٢﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 33:
O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;
فَاِذَا جَٓاءَتِ الصَّٓاخَّةُۘ ﴿٣٣﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 34:
34,35,36. O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ ﴿٣٤﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 35:
34,35,36. O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
وَاُمِّهِ وَاَب۪يهِۙ ﴿٣٥﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 36:
34,35,36. O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ ﴿٣٦﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 37:
O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır.
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ ﴿٣٧﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 38:
38,39. O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ ﴿٣٨﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 39:
38,39. O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ ﴿٣٩﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 40:
40,41. O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ ﴿٤٠﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 41:
40,41. O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ ﴿٤١﴾
Karşılaştır Abese Sûresi 42:
İşte bunlar inkarcı olanlar, Allah'ın buyruğundan çıkanlardır.
اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢﴾