# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّكَ لَا تُسْمِعُ الْمَوْتٰى وَلَا تُسْمِعُ الصُّمَّ الدُّعَٓاءَ اِذَا وَلَّوْا مُدْبِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnneke lâ tusmi’u-lmevtâ velâ tusmi’u-ssumme-ddu’âe iżâ vellev mudbirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şunu iyi bil ki sen, ne ölülere duyurabilirsin, ne de arkalarını dönüp kaçarlarken o sağırlara dâvetini işittirebilirsin. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da dâveti duyuramazsın. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz sen ölülere duyuramazsın. Arkalarına dönüp kaçarlarken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bil ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhesiz sen ölülere işittiremezsin, arkalarına dönmüş kaçarlarken sağırlara da da'veti işittiremezsin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Zîrâ şübhesiz ki sen ölülere duyuramazsın. Arkalarını dönmüş kaçarlarken sağırlara da da'veti (ni) işitdiremezsin. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Elbette sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönen kimseler olarak kaçtıklarında, o sağırlara da (hakka olan) da'veti(ni) işittiremezsin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şüphesiz sen, (kalbleri) ölü olanlara işittiremezsin ve arkalarını dönmüş kaçarlarken, (kalbleri) sağırlara hak çağrını duyuramazsın. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, sen ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp kaçan sağırlara da dâvetini işittiremezsin. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Truly thou canst not cause the dead to listen, nor canst thou cause the deaf to hear the call, (especially) when they turn back in retreat. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 80. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...