# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَؤُ۬ا اَيُّكُمْ يَأْت۪ين۪ي بِعَرْشِهَا قَبْلَ اَنْ يَأْتُون۪ي مُسْلِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle yâ eyyuhâ-lmeleu eyyukum ye/tînî bi’arşihâ kable en ye/tûnî muslimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Elçi döndükten sonra Süleyman dedi ki: “Ey ileri gelenler! Onlar müslüman olarak bana gelmeden önce, o kadının tahtını hanginiz bana getirebilir?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Süleyman: "Ey cemaat! Bana teslim olmalarından önce, hanginiz o kraliçenin tahtını yanıma getirebilir?" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (kraliçenin) tahtını getirebilir?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtını bana getirebilir?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ey hey'et, dedi: kendileri teslim olarak bana gelmezden evvel o kadının tahtını bana kim getirir? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Süleyman) dedi: «Ey ileri gelenler, onun tahtını, kendilerinin bana müslüman olarak gelmelerinden evvel, hanginiz bana getirir»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Elçiler gittikten sonra müşâvirlerini topladı ve:) “Ey ileri gelenler! (Onlar)Müslüman kimseler olarak bana gelmeden önce, hanginiz onun tahtını bana getirebilir?” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Sonra Süleyman, kavminin ileri gelenlerine şöyle) dedi: “- Ey seçkin topluluk! Onlar (Belkıs ve kavmi), bana müslüman olarak gelmezden önce onun (Belkıs'ın) tahtını hanginiz bana getirir?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Hazreti Süleyman) Dedi ki: «Ey ileri gelenler! Hanginiz bana onun tahtını onların bana müslümanlar olarak gelmelerinden evvel getirir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Süleyman “Efendiler,” dedi. “Kendileri bana teslim olup gelmeden önce hanginiz onun tahtını bana getirir?” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said (to his own men): "Ye chiefs! which of you can bring me her throne before they come to me in submission?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 38. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...