# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِۜ اِنَّكَ عَلَى الْحَقِّ الْمُب۪ينِ | |
Türkçe Okunuşu * | Fetevekkel ‘ala(A)llâh(i)(s) inneke ‘alâ-lhakki-lmubîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Sen yalnızca Allah’a güvenip dayan. Çünkü, tuttuğun yol gerçekliği apaçık ortada olan hak yoldur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah'a güven, şüphesiz sen apaçık gerçek üzerindesin. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Öyle ise Allah’a tevekkül et. Çünkü sen apaçık bir hak üzere bulunuyorsun. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve o halde sen Allah'a güven. Çünkü sen, apaçık hakikatin üzerindesin. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O halde Allaha i'timad et sen şübhesiz açık bir hakk üzerindesin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O halde sen Allaha güvenib dayan. Çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Öyle ise (sen) Allah'a tevekkül et! Çünki sen, apaçık hak üzerindesin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O halde (Ey Rasûlüm), Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık bir hak üzerindesin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık Allah'a tevekkül et. Şüphe yok ki, sen apaçık bir hak üzere bulunmaktasın. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen Allah'a tevekkül et. Hiç şüphe yok ki sen apaçık bir hak üzerindesin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So put thy trust in Allah. for thou art on (the path of) manifest Truth. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 79. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...
"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...
Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...
Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...
Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...
"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" - Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...