# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ مَكْرِهِمْۙ اَنَّا دَمَّرْنَاهُمْ وَقَوْمَهُمْ اَجْمَع۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Fenzur keyfe kâne ‘âkibetu mekrihim ennâ demmernâhum vekavmehum ecme’în(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte bak, onların tuzaklarının âkıbeti nasıl oldu? Onları da, onları destekleyen topluluklarını da, geriye bir tek kişi bırakmadan helâk ettik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bak işte, tuzaklarının âkıbeti nice oldu: Onları da, (kendilerine uyan) kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bak, onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu: Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi bak! mekirlerinin akıbeti nasıl oldu? Kendileri ve kavimlerini toptan tedmir ediverdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte bak, O tuzaklarının aakıbeti nice oldu! Çünkü biz onları da, kavmlerini de toptan helak etdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte bak tuzaklarının âkıbeti nasıl oldu; şübhesiz ki biz, onları ve kavimlerini hep berâber helâk ettik! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ey Rasûlüm, şimdi bak ki, hilelerinin akıbeti nasıl oldu!... Hem (o imansızların) kendilerini, hem de kavimlerini toptan helâk ettik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık bak! Mekrlerinin âkibeti nasıl oldu? Muhakkak ki Biz, onları da kavimlerini de cümleten helâk ettik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte bak, tuzaklarının sonu ne oldu: Onları da, kavimlerini de toptan helâk ettik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then see what was the end of their plot!- this, that We destroyed them and their people, all (of them). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 51. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...