# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَكَرُوا مَكْرًا وَمَكَرْنَا مَكْرًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemekerû mekran vemekernâ mekran vehum lâ yeş’urûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar akılları sıra böyle bir tuzak kurdular; biz de, onlar farkında olmaksızın tuzaklarını boşa çıkarmak üzere ciddi bir plan yaptık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de kendileri farkında olmadan, onların planlarını altüst ettik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar bir düzen kurdular. Biz farkettirmeden düzenlerini bozduk. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Böyle bir mekir kurdular, halbuki haberleri yok biz de bir mekir kurmuştuk |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar böyle bir tuzak kurdular. Biz de, kendilerinin haberleri olmadan, onların plânlarını altüst ediverdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) böyle bir hîle ile tuzak kurdular; hâlbuki (biz de) tuzak(larını netîcesiz bırakmak) ile onlar farkında olmadan hîle(lerini başlarına geçirmekle mukabele) ettik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Böyle bir hile kurdular. Biz de, onların haberi olmadan hilelerinin cezasını verdik (kendilerini helâk ettik). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar bir hile ile hile yaptılar, Biz de hiç bilgileri olmaksızın bir hile ile hile yaptık (yani onları ansızın hilelerinin cezasına kavuşturduk). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar bir tuzak kurdular; onlar farkında değilken Biz de bir tuzak kurduk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They plotted and planned, but We too planned, even while they perceived it not. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...