# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا نَحْنُ اُو۬لُوا قُوَّةٍ وَاُو۬لُوا بَأْسٍ شَد۪يدٍ وَالْاَمْرُ اِلَيْكِ فَانْظُر۪ي مَاذَا تَأْمُر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû nahnu ulû kuvvetin veulû be/sin şedîdin vel-emru ileyki fenzurî mâżâ te/murîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar da: “Biz güçlü, kuvvetli ve oldukça savaşçı bir milletiz. Fakat karar verme yetkisi senindir. Ne dilersen onu emret, biz uygulamaya hazırız” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar, şu cevabı verdiler: Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Biz güçlü kimseler ve zorlu savaş adamlarıyız, emir senindir, sen emretmene bak." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dediler ki: “Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini düşün.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar, şöyle cevap verdiler: "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dediler: biz bir kuvvet sahibiyiz ve şiddetli harb ehliyiz, maamafih emir sana aiddir, bak ne ferman buyurursun |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler: «Biz güc, kuvvet saahibleri, çetin savaş erbabıyız. Emir sana aaid. Bak, sen ne emr edeceksin». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar:) “Biz güç sâhibleriyiz ve şiddetli savaş ehliyiz; fakat emir senindir; artık bak, ne emredersin!” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Kavmin ileri gelenleri Belkıs'a şöyle) dediler: “- Biz, kuvvet sahibiyiz ve cesur savaşçıyız. Bununla beraber emir sana aiddir (savaş emrine de, sulh emrine de uyarız). Artık bak, ne emredeceksin.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Biz kuvvet sahipleriyiz ve şiddetli bir azim sahipleriyiz ve emir sana aittir. Artık bak, ne emredeceksen.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Biz güç sahibi savaş ehliyiz,” dediler. “Emir ise sana aittir. Düşün, ne gerekiyorsa emret.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "We are endued with strength, and given to vehement war: but the command is with thee; so consider what thou wilt command." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...