# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ لَا يَعْلَمُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُۜ وَمَا يَشْعُرُونَ اَيَّانَ يُبْعَثُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul lâ ya’lemu men fî-ssemâvâti vel-ardi-lġaybe illa(A)llâh(u)(c) vemâ yeş’urûne eyyâne yub’aśûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse gaybı bilemez. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki: Göklerde ve Yerde Allahdan başka kimse gaybi bilmez, onlar da ne zaman ba'solunacaklarını bilmezler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Göklerde ve yerde ğaybı Allahdan başka kimse bilmez. Onlar da ne zaman diriltileceklerini bilmezler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Göklerde ve yerde Allah'dan başka kimse gaybı bilmez.” (Onlar) ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), de ki: “- Göklerde ve yerde olan kimse gaybı bilmez; ancak Allah bilir.” Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Göklerde ve yerde olanlar gaybı bilemezler, lakin Allah bilir ve onlar ne zaman tekrar diriltileceklerini de bilmezler.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Allah'tan başka, ne göklerde, ne de yerde hiç kimse gaybı bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin de bilincinde değildir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: None in the heavens or on earth, except Allah, knows what is hidden: nor can they perceive when they shall be raised up (for Judgment). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 65. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...
Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...
Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...
İbrâhim Âleyhisselâm; Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm’ın müştereken kabul ettiği büyük peygamberdir. Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim’den (a.s.) birçok ...