# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ سَنَنْظُرُ اَصَدَقْتَ اَمْ كُنْتَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle senenzuru esadakte em kunte mine-lkâżibîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Süleyman dedi ki: “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancının biri misin, şimdi göreceğiz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Süleyman şöyle söyledi: "Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Süleyman, Hüdhüd’e şöyle dedi: “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın, göreceğiz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: "Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bakalım, dedi: sadık mısın yoksa yalancılardan mı oldun? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Süleyman) dedi: «Bakalım, doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Süleymân, Hüdhüd'e) dedi ki: “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancılardan mısın; bakacağız!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Süleyman Hüdhüd adlı kuşa şöyle) dedi: “- Bakalım doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mı oldun? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hazreti Süleyman Hüdhüd'e dedi ki: «Bakacağız, doğru mu söyledin yoksa yalancılardan mı oldun?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Süleyman “Göreceğiz,” dedi. “Doğru mu söylüyorsun, yoksa yalancının biri misin? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (Solomon) said: "Soon shall we see whether thou hast told the truth or lied! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 27. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...