# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَا مِنْ غَٓائِبَةٍ فِي السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ اِلَّا ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemâ min ġâ-ibetin fî-ssemâ-i vel-ardi illâ fî kitâbin mubîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Çünkü göklerde ve yerde gizli olan ne varsa, hepsi apaçık bir kitapta yer almaktadır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Gökte ve yerde göze görünmeyen hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Gökte ve yerde gâib (gizli) hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da) olmasın. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Lehvi mahfuzda) bulunmasın. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve Yerde, Gökte hiç bir gâib yoktur ki açık bir kitabda olmasın |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yerde ve gökde (en gizli) hiçbir gaaib müstesna olmamak üzere hepsi apaçık bir kitabdadır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Çünki gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitabda (Levh-i Mahfûz'da) bulunmasın! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yerde ve gökte gizli hiç bir sır yoktur ki, açık bir kitabda (Levh-i Mahfuz'da) olmasın. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve gökte ve yerde bir gaib (bir gizlenmiş şey) yoktur ki, illâ apaçık bir kitapta (yazılmış)dır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Göklerde ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta yazılı olmasın. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nor is there aught of the unseen, in heaven or earth, but is (recorded) in a clear record. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 75. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...
Nûr suresinin 10. ayetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: Nûr Suresi 10. Ayet Arapça: وَلَوْلَا فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَاَنَّ اللّٰهَ ...
KARŞILAŞTIĞI KİMSEYE GÜZEL SÖZ SÖYLEYİP GÜLER YÜZ GÖSTERMEK İLE İLGİLİ AYETLER “Mü’minlere kol kanat ger.” (Hicr sûresi (15), 88) Bu âyet-i ke ...
Talâk sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. İsmini, birinci âyette bahsedilen talâk (boşama) hükmünden alır. Mushaf tertîbine göre 65, iniş sır ...
Müminûn suresinin 115. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 115. Ayet Arapça: اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَ ...
Kur’ân-ı Kerîm, beşeriyet için Rahmânî sadâları işitmek, ilâhî nefhayı rûhunda hissetmek ve daha bu dünyada iken Allah ile mükâleme etmenin en feyizli ...