# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَنْجَيْنَاهُ وَاَهْلَهُٓ اِلَّا امْرَاَتَهُۘ قَدَّرْنَاهَا مِنَ الْغَابِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Feenceynâhu ve ehlehu illâ-mraetehu kaddernâhâ mine-lġâbirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı hâriç. Onun geride kalıp helâk edilenlerden olmasını takdir buyurduk. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını takdir ettik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı başka. Onun geride kalıp helâk olmasını takdir ettik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun geride (azaba uğrayanların içinde) kalmasını takdir ettik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bunun üzerine onu ve ehlini necâta çıkardık ancak karısını kalanlardan takdir etmiştik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bunun üzerine biz de hem onun, hem geri kalanlardan olmasını takdîr etdiğimiz karısından, başka bütün haanedânını kurtardık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bunun üzerine (biz de) onu ve ehlini kurtardık. Ancak karısı hâriç; onun (inkârısebebiyle) geride kalanlardan olmasını takdîr ettik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bunun üzerine biz de Lût'u ve âilesini kurtardık; ancak karısını geride kalanlardan (helâke uğrayanlardan) takdir ettik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Binaenaleyh O'nu ve bütün hanedanını necâta erdirdik, zevcesi müstesna. Onu takdirimizle azapta bâki kalanlardan kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz de onu ve ailesini kurtardık—karısı dışında; çünkü onu geride kalanlar arasında takdir etmiştik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But We saved him and his family, except his wife; her We destined to be of those who lagged behind. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Neml Sûresi 57. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...