# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne-lmuttekîne fî cennâtin ve nehar(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’a gönülden saygı besleyen, O’na karşı gelmekten sakınıp emirlerine titizlikle uyanlar ise cennet bahçelerinde ve ırmak kenarlarındadırlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 54, 55. Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve Yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 54,55. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhesiz müttekıler Cennetlerde nur içinde |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhesiz ki takva saahibleri cennetlerde, ırmaklar (kenarların) da, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 54,55. Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Cennetlerde ve ırmaklar(ın kenarın)da, bir doğruluk ikametgâhında, Muktedir (herşeye kudreti yeten) bir Melîk'in (Allah'ın) huzûrundadırlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şüphesiz takva sahibleri cennetlerde aydınlıklar içindedirler; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak ki muttakîler, cennetlerde ve ırmaktadırlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Takvâ sahipleri ise Cennet bahçelerinde, ırmaklardadır: |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | As to the Righteous, they will be in the midst of Gardens and Rivers, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 54. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...