# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَنَبِّئْهُمْ اَنَّ الْمَٓاءَ قِسْمَةٌ بَيْنَهُمْۚ كُلُّ شِرْبٍ مُحْتَضَرٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve nebbi/hum enne-lmâe kismetun beynehum(s) kullu şirbin muhtedar(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Suyun deve ile onlar arasında nöbetleşe olacağını kendilerine haber ver. İçme sırası kiminse o gelip suyunu alsın!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlara, suyun aralarında paylaştırıldığını haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlara, sıralarına göre suyun kendileriyle o deve aralarında pay edilmiş olunduğunu söyle." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Onlara, suyun (deve ile) kendileri arasında (nöbetleşe) paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlara suyun aralarında paylaştırılacağını haber ver; her içene düşen miktar, hazır kılınmıştır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem haber ver onlara ki su aralarında nevbetle taksim ve her su alış huzur iledir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Bir de suyun her halde aralarında taksîmli olduğunu kendilerine haber ver. Her su nevbetinde (saahibi) haazır (bulunsun» dedik.) |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve onlara, kesinlikle suyun aralarında (bir gün kendilerine, bir gün deveye olarak) taksimli olduğunu haber ver! Herbir içimde (orada) hazır olacak kişi (o sıra sâhibi)dir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hem onlara haber ver ki, (kuyudan istifade edecekleri) su, (deve ile kendi) aralarında nöbetledir. (Bir gün deveye, bir gün onlara.) Her su nöbetinde, sahibi hazır bulunmuş olsun. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara haber ver ki, «Muhakkak su, onların aralarında taksimlidir. Her bir içiş için (nöbetinde sahibi) hazır bulunmuş olacaktır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Suyun deve ile onlar arasında bölüştürüleceğini kendilerine haber ver. Herkes su nöbetinde hazır olsun.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And tell them that the water is to be divided between them: Each one´s right to drink being brought forward (by suitable turns). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...