# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve lekad yessernâ-lkur-âne liżżikri fehel min muddekir(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Andolsun biz bu Kur’an’ı, iyice anlaşılıp öğüt alınabilmesi için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alacak kimse yok mu? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki biz Kur'ânı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde var mı düşünen? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şânım hakkı için, (biz) Kur'ân'ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık; fakat bir nasîhat alan var mı? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | And olsun ki, biz Kur'an'ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı? |
11. | Ümit Şimşek Meali | And olsun, Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Fakat hani ibret alacak olan? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We have indeed made the Qur´an easy to understand and remember: then is there any that will receive admonition? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 40. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...
Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...
Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...