# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ اَهْلَكْنَٓا اَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve lekad ehleknâ eşyâ’akum fehel min muddekir(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Gerçekten biz daha önce sizin gibi nice toplumları helâk ettik. Hiç düşünüp ibret alacak yok mu? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Düşünüp ibret alan yok mu? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik. Fakat var mı düşünüp öğüt alan? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Öğüt alan yok mudur? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkiyçin emsalinizi hep helâk da ettik fakat hani düşünen? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi helak etmişizdir. O halde bir düşünen var mı? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | And olsun ki, sizin benzerlerinizi de helâk ettik; fakat bir nasîhat alan mı var? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | And olsun, (küfür hususunda benzeriniz olan) sizin gibileri helâk da ettik; fakat hani düşünen? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şüphe yok ki, sizin emsalinizi helâk ettik, fakat düşünen hani! |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz sizin nice benzerlerinizi helâk ettik. Fakat hani ibret alan? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And (oft) in the past, have We destroyed gangs like unto you: then is there any that will receive admonition? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 51. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...