# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَاب۪ي وَنُذُرِ | |
Türkçe Okunuşu * | Keżżebet ‘âdun fekeyfe kâne ‘ażâbî ve nużur(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Âd kavmi de peygamberleri Hûd’u yalanladı. Nasılmış benim cezalandırmam ve tehdîdim! Görsünler bakalım! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Âd kavmi (Peygamberleri Hûd'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ad milleti peygamberini yalanlamıştı; Benim azabım ve uyarmam nasılmış? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Âd kavmi de (Hûd’u) yalanladı. Azabım ve uyarılarım nasılmış! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve uyarılarım nasıl oldu? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Tekzib etti de Âd nasıl oldu azâbım ve inzarlarım? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Aad (kavmi, peygamberleri Hûd'ü) tekzîb etdi. İşte benim azabım (ve bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş (düşünün). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Âd (kavmi) de (peygamberleri Hûd'u) yalanladı; artık (bak onlara) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Âd kavmi de tekzib etti. İşte (bak, Ey Rasûlüm), nasıl oldu azabım ve tehdidlerim!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Âd tekzîp etti, artık azabım ve tehdidlerim nâsıl oldu? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Âd kavmi de yalanlamıştı. Nasıl oluyormuş uyarılarım ve azabım? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The ´Ad (people) (too) rejected (Truth): then how terrible was My Penalty and My Warning? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 18. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...