# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مُهْطِع۪ينَ اِلَى الدَّاعِۜ يَقُولُ الْكَافِرُونَ هٰذَا يَوْمٌ عَسِرٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Muhti’îne ilâ-ddâ’(i)(s) yekûlu-lkâfirûne hâżâ yevmun ‘asir(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Tam bir teslimiyet içinde süratle koşacaklar dâvetçiye doğru. Kâfirler: “Bugün, çok çetin bir gün!” diye feryat edecek. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 7, 8. Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler: Bu, çok çetin bir gündür! derler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 7,8. Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: "Bu, zorlu bir gündür" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler, “Bu zor bir gün” derler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O çağırana koşarak, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gibi çağırana koşarak, der ki kâfirler: bu pek zorlu bir gündür |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | o da'vet ediciye (boyunlarını uzatıb) koşarak. (İçlerinden) kâfir olanlar (öyle) diyecek (ler): «Bu, çok sarp bir gün». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 7,8. (O gün) gözleri (korku içinde) baygın olarak kabirlerden çıkarlar; sanki onlar, yayılmış çekirgeler gibi o çağırıcıya (İsrâfîl'e) doğru koşan kimselerdir. Kâfirler (o gün) der ki: “Bu, pek zor bir gündür!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çağırıcıya (İsrâfil'in sesine) doğru koşarak, kâfirler (bu kıyamet gününde şöyle) diyecektir: “- Bu çok şiddetli bir gündür.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O davet ediciye koşucular olarak kâfirler derler ki: «Bu çok çetin bir gün.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Davetçiye doğru koşmaktadırlar. Kâfirler “İşte bu zor bir gün” der. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Hastening, with eyes transfixed, towards the Caller!- "Hard is this Day!", the Unbelievers will say. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...