# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَدَعَا رَبَّهُٓ اَنّ۪ي مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ | |
Türkçe Okunuşu * | Fede’â rabbehu ennî maġlûbun fentasir | |
1. | Ömer Çelik Meali | Nihâyet o da Rabbine: “Ben mağlup düştüm. Artık dinine yardım et, intikâmımı sen al!” diye yalvardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm, bana yardım et! diyerek yalvardı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O da: "Ben yenildim, bana yardım et" diye Rabbine yalvarmıştı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O da Rabbine, “Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et” diye dua etti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düştüm, bana yardım et!" diyerek yalvardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O da nihayet rabbına duâ etti, ben dedi, mağlûbum, hemen nusratını ver |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Nihayet, o da Rabbine «Ben hakıykaten mağlûbum. Artık (benim) intikaam (ımı) sen al» diye düâ etdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bunun üzerine Rabbisine: “Gerçekten ben mağlûbum (bu müşriklere karşı çâresizim); artık (bana) yardım et!” diye yalvardı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Nihayet o da, Rabbine şöyle dua etti: “- Ben mağlûbum, benim için onlardan intikam al.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O da Rabbisine dua etti. «Şüphe yok ki, ben mağlubum, artık intikam al!» (diye niyazda bulundu). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nuh “Mağlûp düştüm, yardım et” diye Rabbine yakardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then he called on his Lord: "I am one overcome: do Thou then help (me)!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...