# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُٓوا اَهْوَٓاءَهُمْ وَكُلُّ اَمْرٍ مُسْتَقِرٌّ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve keżżebû vettebe’û ehvâehum(c) ve kullu emrin mustakir(run) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar Peygamber’i de, onun gösterdiği mûcizeyi de yalanlamakta ve kendi bâtıl arzularına uymaktadırlar. Ama şunu bilsinler ki, iyi veya kötü her işin ulaşacağı bir sonucu ve gerçekleşeceği belli bir zamanı vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Peygamberi) yalanladılar ve (nefislerinin) arzularına uydular; hâlbuki (mukadder olan) her iş, yerini bulucudur (vakti geldiğinde olur). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah'ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar kendi heveslerine uyup Peygamberi yalanladılar. Oysa her iş için belirlenmiş bir hedef vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They reject (the warning) and follow their (own) lusts but every matter has its appointed time. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kamer Sûresi 3. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...