# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌ بِالْقَارِعَةِ | |
Türkçe Okunuşu * | Keżżebet śemûdu ve ’âdun bilkâri’a(ti) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Semûd ve Âd kavimleri, başlarına çarpacak o ânî ve dehşetli felâketi yalanladılar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Semûd ve Âd kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Semud ve Ad milletleri tepelerine inecek bu gerçeği yalanladılar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İnanmadı Semud-ü Âd o karıaya |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Semuud ile Aad (kavmleri ta yüreklerinde) patlayacak olan o kıyameti tekzîb etdi (ler). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Semûd ve Âd (kavimleri), çarpacak olan o felâketi (kıyâmeti) yalanlamıştı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Salih'in kavmi) Semûd ve (Hûd'un kavmi) Âd, o kıyamete inanmadı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Semûd ve Âd kavimleri. O korkunç vak'ayı (yani Kıyameti) yalan saymıştı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Semud ve Âd kavimleri de o çarpacak felâketi yalanlamıştı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The Thamud and the ´Ad People (branded) as false the Stunning Calamity! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hâkka Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...