# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَٓا اُذُنٌ وَاعِيَةٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Linec’alehâ lekum teżkiraten vete’iyehâ użunun vâ’iye(tun) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bunu size bir ibret ve öğüt yapalım; dinlemeye açık kulaklar da onu iyice dinleyip bellesin diye. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 11,12. Su taştığı vakit, size bir ibret olmak üzere, anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 11,12. Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onu sizlere bir anid yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım, onu belleyen kulaklar da bellesin diye. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Tâ ki onu sizin için bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar, onu bellesin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onu (müminleri kurtarıp da kâfirleri boğmamızı) size bir ibret yapalım ve onu belleyip saklıyan kulaklar saklasın diye... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onu (o necâtı) sizin için bir ibret kılmamız için ve hıfzeden kulakların onu anlamaları için (öyle yaptık). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bunu size bir ibret yapalım ve işitecek kulaklar onu iyice bellesin diye. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | That We might make it a Message unto you, and that ears (that should hear the tale and) retain its memory should bear its (lessons) in remembrance. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hâkka Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...