# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـًٔا بِمَٓا اَسْلَفْتُمْ فِي الْاَيَّامِ الْخَالِيَةِ | |
Türkçe Okunuşu * | Kulû veşrabû henî-en bimâ esleftum fî-l-eyyâmi-lḣâliye(ti) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Geçmiş günlerinizde yaptığınız güzel amellere karşılık âfiyetle yiyin, için.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, âfiyetle yeyin, için. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlara şöyle denir: "Geçmiş günlerde, peşinen işlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz içiniz." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Onlara şöyle denir:) “Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin, için." (denir). |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yeyin için afiyet olsun, takdim ettiklerinize mukabil geçmiş günlerde |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «(Dünyâda) geçmiş günlerde takdim etdiğiniz (iyi amellerin karşılığı olarak afiyetle yeyin, için». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlara denilir ki:) “Geçmiş günlerde (dünyada) işlediğiniz (sâlih ameller)e karşılık olarak âfiyetle yiyin, için!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Allah, onlara şöyle buyurur): “- Yeyin, için, âfiyet olsun; (dünyadaki) geçmiş günlerde takdim ettiğiniz salih amellere karşılık olarak.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Afiyetle yeyin ve için, geçmiş günlerde takdim etmiş olduğunuz şeylerin mükâfaatı olarak. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık şimdi âfiyetle yiyin ve için. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Eat ye and drink ye, with full satisfaction; because of the (good) that ye sent before you, in the days that are gone!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hâkka Sûresi 24. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...