# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنّ۪ي ظَنَنْتُ اَنّ۪ي مُلَاقٍ حِسَابِيَهْۚ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnî zanentu ennî mulâkin hisâbiyeh | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Zâten ben, bir gün hesâba çekileceğime kesin olarak inanmıştım.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 19, 20. Kitabı sağ tarafından verilen: Alın, kitabımı okuyun; doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum, der. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 19,20. Kitabı sağından verilen; "Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum" der. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Çünkü ben sezmiştim ki ben kavuşacağım hisabıma |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Çünkü ben hakıykaten hisâbıma kavuşacağımı (kuvvetle) zannetmişdim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 19,20. İşte kitâbı sağ eline verilen kimseye gelince, (sevinerek) der ki: “Alın, kitâbımı okuyun; doğrusu ben, hesâbımla karşılaşacak kimse olduğumu gerçekten sezmiştim(bilmiştim)!” der. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü ben, hesabıma kavuşacağımı sezmiştim.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Şüphe yok, ben zannetmiştim ki, ben muhakkak hesabıma uğrayacağım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ben zaten hesaba çekileceğimi biliyordum.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "I did really understand that my Account would (One Day) reach me!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hâkka Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...