# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍۜ قَل۪يلًا مَا تَذَكَّرُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ bikavli kâhin(in)(c) kalîlen mâ teżekkerûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O, bir kâhin sözü de değildir. Fakat ne de az düşünüp ders alıyorsunuz? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bir kâhin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kahin sözü de değildir; ne az düşünüyorsunuz! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | bir kâhin sözü de değildir, siz pek az düşünüyorsunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (O), bir kâhin sözü de değildir. Siz ne az düşünür (adamlar)sınız! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O,) bir kâhin sözü de değildir! Ne kadar az ibret alıyorsunuz! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir kâhin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bir kâhinin sözü de değildir. Ne kadar az düşünüyorsunuz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kâhin sözü de değildir. Fakat pek az düşünüyorsunuz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nor is it the word of a soothsayer: little admonition it is ye receive. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hâkka Sûresi 42. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...