# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَمْ اَهْلَكْنَا مِنْ قَرْيَةٍ بَطِرَتْ مَع۪يشَتَهَاۚ فَتِلْكَ مَسَاكِنُهُمْ لَمْ تُسْكَنْ مِنْ بَعْدِهِمْ اِلَّا قَل۪يلًاۜ وَكُنَّا نَحْنُ الْوَارِث۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekem Ehleknâ min karyetin batirat me’îşetehâ(s) fetilke mesâkinuhum lem tusken min ba’dihim illâ kalîlâ(en)(s) vekunnâ nahnu-lvâriśîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Halbuki biz, refah ve zenginlikleri yüzünden şımarıp azgınlaşan nice memleketleri helâk etmişizdir. İşte onların kaldığı evler, meskenler! Kendilerinden sonra orada pek az bir zaman oturulabilmiştir. Hepsine biz vâris olduğumuz gibi, neticede her şeye vâris olacak da yine biziz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz, refahından şımarmış nice memleketi helâk etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmiştir. Onlara biz vâris olmuşuzdur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Nimet ve refaha karşı nankörlük eden nice şehri yok etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra pek az kimseler oturabilmiştir. Oralara Biz varis olmuşuzdur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz nimetler içinde şımaran nice memleket halkını helâk etmişizdir. İşte kendilerinden sonra içlerinde pek az oturulmuş yurtları! (O yurtlara) biz varis olduk, biz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz, maişetleriyle şımarmış nice memleketi helak etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmiştir. Onlara biz varis olmuşuzdur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bununla beraber biz maışetiyle şımarmış nice memleket helâk ettik, işte meskenleri bir daha arkalarından meskûn olmadı meğer ki pek az, ve hep biz vâris olduk |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz, (bol) geçimi ile (halkı) şımarmış nice memleket (ler) helak etdik. İşte kendilerinden sonra ancak pek az kimselerin konabileceği (haraab) meskenleri! (Bütün onlara.) biz vâris olmuşuzdur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki (bol ve rahat) geçimleri ile şımarmış nice şehir (halkını) helâk ettik. İşte şu (harâb olmuş) meskenleri! Kendilerinden sonra (oralarda) ancak pek az oturulabilmiştir. Çünki (onlara) vârisler, biz olmuşuzdur. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz (böyle) geçimi ile şımarıb azmış nice memleket halkını helâk ettik. İşte meskenleri, (seyahatlerinizde gördüğünüz harabeye dönmüş evleri) ki, kendilerinden sonra pek azı iskân edilmiştir!... Varis olan (bâkî kalan ve hakikî mutasarrıf bulunan) da ancak biz olduk. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve bir nice kasabayı da helâke uğrattık ki, (ahalisi) maişetlerinin çokluğuyla şımarmış idi. İşte şu onların konaklarıdır ki, onlardan sonra pek azı müstesna (kimseye). İkametgâh olmadı ve Bizler varisler olduk. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Oysa Biz geçimlerinin bolluğuyla şımarmış nice ülkeleri helâk ettik. İşte onların, pek az istisnasıyla, kendilerinden sonra bomboş kalmış meskenleri! Onlara da Biz vâris olmuşuzdur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And how many populations We destroyed, which exulted in their life (of ease and plenty)! now those habitations of theirs, after them, are deserted,- All but a (miserable) few! and We are their heirs! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kasas Sûresi 58. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...