# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَخ۪ي هٰرُونُ هُوَ اَفْصَحُ مِنّ۪ي لِسَانًا فَاَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُن۪يۘ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِ | |
Türkçe Okunuşu * | Veeḣî hârûnu huve efsahu minnî lisânen feersilhu me’iye rid-en yusaddikunî(s) innî eḣâfu en yukeżżibûn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Kardeşim Hârûn; onun dili benimkinden daha açık, daha düzgündür. Onu da yanımda bir yardımcı olarak gönder ki beni tasdik etsin. Çünkü onların beni yalanlamalarından endişe ediyorum.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 33,34. Musa: "Rabbim! Doğrusu ben onlardan bir cana kıydım. Beni öldürmelerinden korkarım. Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu, beni destekleyen bir yardımcı olarak benimle gönder, çünkü beni yalanlamalarından korkarım" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biraderim Harûn ise lisanca benden fesahatlidir beni tasdık eder bir muavin olmak üzere maıyyetimde ona da risalet ver. doğrusu ben beni tekzib ederler diye korkarım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Biraderim Harun, o, lisan bakımından benden daha fasıyhdir. Binâen'aleyh onu da benimle beraber yardımcı (bir peygamber) olarak gönder ki beni tasdıyk etsin. Çünkü ben, beni tekzîb edeceklerinden endîşe ediyorum». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Kardeşim Hârûn ise, o benden lisân cihetiyle daha düzgündür; onu da beni tasdîk eden bir yardımcı olarak benimle berâber gönder. Çünki ben, (onların) beni yalanlamalarından korkarım.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kardeşim Hârûn, lisan bakımından benden daha düzgündür o. Bunun için, beni tasdik eder bir yardımcı olmak üzre beraberimde onu peygamber gönder. Doğrusu ben, beni tekzib edeceklerinden korkuyorum.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve kardeşim Harun ise o lisanen benden daha fasihtir. İmdi onu da benimle beraber beni tasdik eder bir muin olarak gönder. Şüphe yok ki, ben, beni tekzîp edeceklerinden korkarım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Kardeşim Harun ise benden daha güzel konuşur. Onu da yardımcı olarak benimle gönder ki beni tasdik etsin. Çünkü onların beni yalanlamasından korkuyorum.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And my brother Aaron - He is more eloquent in speech than I: so send him with me as a helper, to confirm (and strengthen) me: for I fear that they may accuse me of falsehood." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kasas Sûresi 34. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...