# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَصْبَحَ فِي الْمَد۪ينَةِ خَٓائِفًا يَتَرَقَّبُ فَاِذَا الَّذِي اسْتَنْصَرَهُ بِالْاَمْسِ يَسْتَصْرِخُهُۜ قَالَ لَهُ مُوسٰٓى اِنَّكَ لَغَوِيٌّ مُب۪ينٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Feasbeha fî-lmedîneti ḣâ-ifen yeterakkabu fe-iżâ-lleżî-stensarahu bil-emsi yestasriḣuh(u)(c) kâle lehu mûsâ inneke leġaviyyun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mûsâ şehirde korku içinde etrafı gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün: Dün kendisinden yardım isteyen İsrâilî, feryat ederek yine onu imdâdına çağırıyor. Bu kez Mûsâ ona: “Belli ki sen, doğru davranmasını bilmeyen azgının tekisin!” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse, feryat ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona (yardım isteyene) dedi ki: Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Şehirde, korku içinde etrafı gözetip dolaşarak sabahladı. Dün kendisinden yardım isteyen kimse bağırarak ondan yine yardım istiyordu. Musa ona: "Doğrusu sen besbelli bir azgınsın" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Korkarak, etrafı gözetleyerek şehirde sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen yine feryat ederek ondan yardım istiyordu. Mûsâ da ona, “Belli ki sen azgın bir kimsesin” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona dedi ki: "Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın!" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Derken şehirde korku içinde sabahı etti gözetiyordu, baktı ki dün kendisinden yardım istiyen ona yine feryad ediyor, Musâ ona besbelli sen yaramazsın dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hulâsa şehirde korkarak (ve başına gelecek aakıbete) intizaar ederek sabahladı. Bir de ne görsün: Dün kendisinden imdâd isteyen (adam yine) ona feryâd (ve ondan istimdâd) ediyor! Musa ona dedi ki: «Sen hakıykat apâşikâr bir azgınsın». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece korku içinde kalan bir kimse olarak (ve etrâfı) gözetleyerek şehirde sabahladı; bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen o kimse, (bu sefer başka birkıbtîye karşı) kendisinden (yine) imdâd istiyor! Mûsâ ona: “Doğrusu sen gerçekten apaçık bir azgınsın!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Böylece (Kıptî'yi öldürdüğü) şehirde (yakalanmasından) korkarak sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım istiyen (adam yine başka bir Kıptî'ye karşı) ondan yardım istiyor! Mûsa, ona şöyle dedi: “- Muhakkak sen besbelli bir azgınsın.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Derken şehirde korkarak, intizar ederek sabahladı. Bir de gördü ki, kendisinden dünkü gün imdat isteyen yine (kendisine feryat ediyor, kendisinden imdat bekliyor). Mûsa ona dedi ki: «Şüphe yok sen elbette apaçık bir azgınsın.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şehirde etrafı gözetleyerek korku içinde sabahladı. Sonra bir de baktı ki, akşam kendisinden yardım isteyen kişi yine onu yardıma çağırıyor. Musa ona “Sen açıkçası azgının birisin” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So he saw the morning in the city, looking about, in a state of fear, when behold, the man who had, the day before, sought his help called aloud for his help (again). Moses said to him: "Thou art truly, it is clear, a quarrelsome fellow!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kasas Sûresi 18. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...