# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَجَعَلْنَاهُمْ اَئِمَّةً يَدْعُونَ اِلَى النَّارِۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ لَا يُنْصَرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vece’alnâhum e-immeten yed’ûne ilâ-nnâr(i)(s) veyevme-lkiyâmeti lâ yunsarûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onları, peşlerinden gidenleri cehenneme çağıran şirk önderleri kıldık. Kıyâmet günü de kendilerine asla yardım edilmeyecektir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onları, ateşe çağıran önderler kıldık; kıyamet günü yardım görmezler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz onları, ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü de kendilerine yardım edilmeyecektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onları ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz onları öyle baş kumandanlar yaptık ki ateşe da'vet ederler ve kıyamet günü yardım olunmazlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz onları (dünyâda insanları) ateşe da'vet edegelen rehberler yapdık. Kıyamet gününde ise (azâblarının def'i husuusunda) asla yardıma kavuşdurulmayacaklardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem onları, (insanları) ateşe çağıran öncüler kıldık; (onlar) kıyâmet günü de yardım olunmayacaklardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, onları, ateşe (küfür ve şirke) çağıran öncüler yaptık. Kıyamet gününde ise yardım olunmazlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onları ateşe dâvet eder ön ayaklar kıldık, yevm-i Kıyamette ise yardım olunmayacaklardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onları ateşe çağıran önderler yaptık. Kıyamet gününde onlar hiç kimseden yardım görmezler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And we made them (but) leaders inviting to the Fire; and on the Day of Judgment no help shall they find. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kasas Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...