# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ رَبِّ بِمَٓا اَنْعَمْتَ عَلَيَّ فَلَنْ اَكُونَ ظَه۪يرًا لِلْمُجْرِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle rabbi bimâ en’amte ‘aleyye felen ekûne zahîran lilmucrimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra da: “Rabbim! Bana lutfettiğin bunca nimetler hakkı için bir daha suçlulara asla arka çıkmayacağım” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Musa: Rabbim! Bana lütfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara (ve suça itenlere) asla arka çıkmayacağım, dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Musa: "Rabbim! Bana verdiğin nimete and olsun ki, suçlulara asla yardımcı olmayacağım" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Rabbim! Bana verdiğin nimetle asla suçlulara arka çıkmayacağım” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Musa, "Rabbim! Bana lutfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara asla arka olmayacağım" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ya rabb! Dedi: bana olan bu in'amın hakkı için artık mücrimlere aslâ zahîr olmam |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dedi: «Rabbim, bana in'aam etdiğin şeyler hakkıyçin artık suçlulara asla arka olmayacağım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Mûsâ:) “Rabbim! Beni ni'metlendirdiğin şeyler hakkı için, bir daha günahkârlara aslâ yardımcı olmayacağım!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Yine Mûsa şöyle) dedi:” - Ey Rabbim! Bana olan bu ihsanın (beni bağışlamanın) hakkı için, artık suçlulara hiç bir zaman yardımcı olmıyacağım.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Yarabbi! Bana in'amın hakkı için artık ben mücrimler için asla arka olamam.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa “Rabbim,” dedi. “Bana lütfettiğin nimetlerin hakkı için, bir daha mücrimlere arka çıkmayacağım.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "O my Lord! For that Thou hast bestowed Thy Grace on me, never shall I be a help to those who sin!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kasas Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...