# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاسْتَكْبَرَ هُوَ وَجُنُودُهُ فِي الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَظَنُّٓوا اَنَّهُمْ اِلَيْنَا لَا يُرْجَعُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vestekbera huve vecunûduhu fî-l-ardi biġayri-lhakki vezannû ennehum ileynâ lâ yurce’ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Firavun ve orduları yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve hesap için bize asla dönmeyeceklerini sandılar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O ve askerleri, memlekette, haksız yere büyüklük tasladılar. Gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem de o ve askerleri yer yüzünde haksızlıkla kibirlenmek istediler ve zannettiler ki onlar bize iâde olunmıyacaklar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kendisi de, askerleri de o yerde haksız yere büyüklük tasladılar) ve hakıykaten bize döndürülemeyeceklerini sandılar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece o (Fir'avun) ve askerleri o memlekette haksız yere büyüklük tasladı ve gerçekten kendilerinin bize döndürülmeyeceklerini sandılar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O Firavun ve askerleri, yeryüzünde (Mısır'da) hakları olmıyarak büyüklük tasladılar ve zannettiler ki, bize döndürülmiyecekler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o da (Fir'avun da) askerleri de yeryüzünde haksız yere kibirlendiler, ve sandılar ki, onlar Bize döndürülmeyeceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O da, askerleri de memlekette haksız yere büyüklük taslıyor ve bir daha huzurumuza dönmeyeceklerini sanıyorlardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And he was arrogant and insolent in the land, beyond reason,- He and his hosts: they thought that they would not have to return to Us! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kasas Sûresi 39. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...