Kasas Sûresi(28) 21. Ayet


21 / 88


# Meal Ayet
Arapça فَخَرَجَ مِنْهَا خَٓائِفًا يَتَرَقَّبُۘ قَالَ رَبِّ نَجِّن۪ي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ۟
Türkçe Okunuşu * Feḣarace minhâ ḣâ-ifen yeterakkab(u)(s) kâle rabbi neccinî mine-lkavmi-zzâlimîn(e)
1. Ömer Çelik Meali Mûsâ korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıkıp gitti. Allah’a sığınmış, “Rabbim! Beni şu zâlimler gürûhunun elinden kurtar” diye yalvarıyordu.
2. Diyanet Vakfı Meali Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. «Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar» dedi.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali Musa, korku içinde çevresini gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalim milletten kurtar" dedi.
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali Mûsâ, korku içinde etrafı gözetleyerek şehirden çıktı ve “Ey Rabbim! Beni bu zalim kavimden kurtar” dedi.
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali Derhal oradan korku ile çıktı gözetiyordu, dedi: ya rabbi! kurtar beni bu zalim kavmden
7. Hasan Basri Çantay Meali Bunun üzerine (Musa) korkarak (ve etrafı) gözetleyerek oradan çıkdı. «Rabbim, dedi, beni o zaalimler güruhundan kurtar».
8. Hayrat Neşriyat Meali Bunun üzerine (Mûsâ) korkuya kapılan biri olarak (ve etrâfı) gözetleyerek oradan(şehirden) çıktı. “Rabbim! Beni bu zâlimler topluluğundan kurtar!” dedi.
9. Ali Fikri Yavuz Meali Mûsa korkarak ve sağı solu gözetliyerek hemen şehirden çıktı; şöyle dedi: “- Ey Rabbim! Beni bu zalimler kavminden kurtar.”
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bunun üzerine (Hazreti Mûsa da) oradan korkar ve gözetir olarak çıktı. «Yarabbi! beni o zalimlerden olan kavimden necâta erdir» dedi.
11. Ümit Şimşek Meali Musa şehirden korku içinde ve etrafı gözetleyerek çıktı. “Yâ Rabbi, beni zalimler güruhundan kurtar” diyordu.
12. Yusuf Ali (English) Meali He therefore got away therefrom, looking about, in a state of fear. He prayed "O my Lord! save me from people given to wrong-doing."
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Kasas Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-64-ayeti-ne-anlatiyor-199773-m.jpg
Nûr Suresinin 64. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-61-ayeti-ne-anlatiyor-199761-m.jpg
Nûr Suresinin 61. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-56-ayeti-ne-anlatiyor-199740-m.jpg
Nûr Suresinin 56. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-51-ayeti-ne-anlatiyor-199712-m.jpg
Nûr Suresinin 51. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-41-ayeti-ne-anlatiyor-199699-m.jpg
Nûr Suresinin 41. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-199685-m.jpg
Nûr Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...