Furkan Sûresi(25) 62. Ayet


62 / 77


# Meal Ayet
Arapça وَهُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ خِلْفَةً لِمَنْ اَرَادَ اَنْ يَذَّكَّرَ اَوْ اَرَادَ شُكُورًا
Türkçe Okunuşu * Vehuve-lleżî ce’ale-lleyle ve-nnehâra ḣilfeten limen erâde en yeżżekkera ev erâde şukûrâ(n)
1. Ömer Çelik Meali Düşünüp öğüt almak, bir de Rabbine şükretmek isteyenler için geceyle gündüzü peş peşe getiren de O’dur.
2. Diyanet Vakfı Meali İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren de O'dur.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O'dur.
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali O, öğüt almak isteyen ve çok şükredici olmayı dileyen kimseler için geceyi ve gündüzü birbiri ardınca getirendir.
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O'dur.
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali Yine odur ki tezekkür etmek veya şükreylemek istiyenler için gece ile gündüzü birbirine halef kılmıştır.
7. Hasan Basri Çantay Meali O, iyice düşünüb ibret almak arzusunda bulunan kimseler, yahut şükretmek dileyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getirendir.
8. Hayrat Neşriyat Meali O (Rahmân), ibret almak isteyen veya şükretmek isteyen kimse için gece ile gündüzü birbiri ardınca getirendir.
9. Ali Fikri Yavuz Meali Düşünüp ibret almak yahut şükretmek istiyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren yine O'dur.
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve O, o (Hâlık-ı Kerîm)dir ki, tefekkür eden veya şükürde bulunmak isteyen kimse için geceyi ve gündüzü birbiri ardınca gelmekte kılmıştır.
11. Ümit Şimşek Meali Öğüt almak yahut şükretmek isteyen için gece ile gündüzü birbirinin ardınca getiren de yine Odur.
12. Yusuf Ali (English) Meali And it is He Who made the Night and the Day to follow each other: for such as have the will to celebrate His praises or to show their gratitude.
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Furkan Sûresi 62. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-45-ayeti-ne-anlatiyor-198300-m.jpg
Kehf Suresinin 45. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-29-ayeti-ne-anlatiyor-198275-m.jpg
Kehf Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-23-24-ayetleri-ne-anlatiyor-198254-m.jpg
Kehf Suresinin 23-24. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-17-ayeti-ne-anlatiyor-198231-m.jpg
Kehf Suresinin 17. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/kehf-suresinin-7-ayeti-ne-anlatiyor-198208-m.jpg
Kehf Suresinin 7. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/01/isra-suresinin-107-ayeti-ne-anlatiyor-198195-m.jpg
İsra Suresinin 107. Ayeti Ne Anlatıyor?

İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...