# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَهُوَ الَّذ۪ي خَلَقَ مِنَ الْمَٓاءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًاۜ وَكَانَ رَبُّكَ قَد۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | Vehuve-lleżî ḣaleka mine-lmâ-i beşeran fece’alehu neseben ve sihrâ(an)(k) vekâne rabbuke kadîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İnsanı sudan yaratıp, onu soy ve evlilik bağlarıyla büyük bir nesil hâline getiren de O’dur. Senin Rabbinin gücü her şeye yeter. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sudan (meniden) bir insan yaratıp onu nesep ve sıhriyet (kan ve evlilik bağından doğan) yakınlığa dönüştüren O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnsanı sudan yaratarak, ona soy sop veren O'dur. Rabbin herşeye Kadir'dir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O, sudan bir insan yaratıp ondan soy sop ve hısımlık meydana getirendir. Rabbin, her şeye hakkıyla gücü yetendir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O (hakir) sudan, bir insan yaratıp ona bir neseb bahşeden ve sıhriyet bağı ile akraba yapan O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Odur o ki sudan bir beşer yarattı da onu bir neseb ve bir sıhir kıldı, rabbın kadîr bulunuyor |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, sudan bir beşer yaratıb da onu soy sop yapandır. Rabbin (her şey'e) kemâliyle kaadirdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve yine, sudan bir insan yaratan, sonra onu neseb ve hısım (akrabâ sâhibi) kılan O'dur. Ve Rabbin, Kadîr (herşeye gücü yeten)dir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hem O Allah'dır ki, sudan bir insan yarattı da onu soy ve hısım diye ikiye ayırdı. Senin Rabbin her şeye kadirdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve O, o (Halık-i Kerîm)dir ki, sudan insan yaratmıştır, sonra onu erkek ve dişi kılmıştır ve Rabbin (her şeye) kemaliyle kâdirdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sudan bir beşer yaratıp ona nesep ve akrabalık veren de Odur. Zira Rabbinin kudreti herşeye yeter. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | It is He Who has created man from water: then has He established relationships of lineage and marriage: for thy Lord has power (over all things). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Furkan Sûresi 54. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...