# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذَا رَاَتْهُمْ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَف۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | İżâ raet-hum min mekânin ba’îdin semi’û lehâ teġayyuzan vezefîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Cehennem onları uzak bir mekândan gördüğü zaman, onun öfkeyle nasıl gürlediğini ve nasıl korkunç homurtular çıkardığını duyacaklar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini (müthiş kaynamasını) ve uğultusunu işitirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bu ateş, onlara uzak bir yerden gözükünce, onun kaynamasını ve uğultusunu işitirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bu ateş onları uzak bir mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu işitirler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ki, cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce, onun bir hışımlanmasını (kaynamasını) ve uğultusunu işitirler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki onları gördüğü vakıt ona mahsus bir hışımlanma, bir zefîr işitirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, kendilerini uzak bir yerden gördüğü zaman onlar bunun o müdhiş gazablanışını ve uğultusunu duyacaklardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Bu öyle bir ateştir ki) onları (o kâfirleri) uzak bir yerden görünce, onun öfkelenişini ve homurtusunu işitirler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Öyle ki, bu ateş onları uzak bir yerden gördüğü vakit, onlar, bunun galeyan ve homurdanışını işitirler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onları uzak bir mekandan görünce onun için bir galeyan ve bir şiddetli ses iştirler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onu uzaktan gördüklerinde öfkeyle gürleyişini işitirler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When it sees them from a place fAr off, they will hear its fury and its ranging sigh. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Furkan Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...