# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَقُلْنَا اذْهَبَٓا اِلَى الْقَوْمِ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَاۜ فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْم۪يرًاۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Fekulnâ-żhebâ ilâ-lkavmi-lleżîne keżżebû bi-âyâtinâ fedemmernâhum tedmîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlara: “Haydi, âyetlerimizi yalanlayan şu kavme gidin!” diye emrettik. Fakat peygamberleri yalanladıkları için sonunda onları bütünüyle yok ettik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Âyetlerimizi yalan sayan kavme gidin» dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin" dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlara, “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet o kavmi yerle bir ettik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ettik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Haydi âyetlerimizi tekzib eden o kavme gidiniz, dedik, binnetice o kavmi tedmir ederek helâk ettik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «(Haydi) âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin» dedik, neticede onları tam bir helak ile imhaa etdik (edeceğiz). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Haydi! Âyetlerimizi yalanlayan o kavme gidin!” dedik. (Fakat onlar elçilerimizi yalanladılar.) Bunun üzerine onları tamâmen helâk ettik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | “-Haydi âyetlerimizi yalanlıyan o kavme (Firavun'a ve kavmine) gidin.” dedik, (onlarda gittiler, tebliğ ettiler; fakat tekzip edildiler) nihayet onları, (Firavun ve kavmini) tamamen (boğarak) helâk ettik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O vakit dedik ki: «Bizim âyetlerimizi tekzîp etmiş olan kavme gidin.» Sonra o kavmi tam bir helâk ile helâk ediverdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlara “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Sonra da o topluluğu yerle bir ettik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We command: "Go ye both, to the people who have rejected our Signs:" And those (people) We destroyed with utter destruction. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Furkan Sûresi 36. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...