# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَا وَيْلَتٰى لَيْتَن۪ي لَمْ اَتَّخِذْ فُلَانًا خَل۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | Yâ veyletâ leytenî lem etteḣiż fulânen ḣalîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Yazıklar olsun bana! Keşke falanı dost edinmeseydim!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 27,28,29. O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: "Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor" der. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Eyvah!" diyecek, "keşke falancayı dost edinmeseydim. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Eyvah keşke falanı dost tutmıyaydım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ne yazık bana! Keşki fülânı dost tutmayaydım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Vay hâlime! Ne olurdu ben falancayı dost edinmeseydim!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yazıklar olsun bana! Keşke (beni sapıtan) falanı dost edinmeyeydim. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Eyvah bana! Keşke falanı dost ittihaz etmese idim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Eyvah bana! Keşke filânı dost edinmeseydim! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Ah! woe is me! Would that I had never taken such a one for a friend! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Furkan Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...