# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ كَفٰى بِاللّٰهِ شَه۪يدًا بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْۜ اِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِه۪ خَب۪يرًا بَص۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kul kefâ bi(A)llâhi şehîden beynî vebeynekum(c) innehu kâne bi’ibâdihi ḣabîran basîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarının durumunu çok iyi bilir ve her şeyi görür.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâfidir. Zira O, kullarını hakikaten bilip görmektedir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Doğrusu O, kullarını görür, haberdardır." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarından hakkıyla haberdardır, onları hakkıyla görendir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının yaptığından haberdardır, yaptıklarını çok iyi görendir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki: Allah sizinle benim aramda şâhid yeter, her halde o, kullarına habîr basîr bulunuyor |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Benimle sizin aranızda hakıykî şâhid olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarının (her şeyinden) cidden haberdârdır, kemâliyle görendir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Benimle sizin aranızda şâhid olarak Allah yeter! Şübhesiz ki O, kullarından hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | De ki: “- Allah, sizinle benim aramda şâhid yeter. Muhakkak ki o, kullarının yaptığından haberdardır, bütün hallerini görendir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda şahit olarak kifâyet eder. Şüphe yok ki, O, kullarından haberdardır (onları bihakkın) görücü bulunmaktadır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Sizinle benim aramda şahit olarak Allah kâfidir. Çünkü O kullarından haberdardır ve onları görmektedir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "Enough is Allah for a witness between me and you: for He is well acquainted with His servants, and He sees (all things). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 96. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...