# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلِ ادْعُوا اللّٰهَ اَوِ ادْعُوا الرَّحْمٰنَۜ اَيًّا مَا تَدْعُوا فَلَهُ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰىۚ وَلَا تَجْهَرْ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذٰلِكَ سَب۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kuli-d’û(A)llâhe evi-d’û-rrahmân(e)(s) eyyen mâ ted’û felehu-l-esmâu-lhusnâ(c) velâ techer bisalâtike velâ tuḣâfit bihâ vebteġi beyne żâlike sebîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “İster Allah diyerek, isterse Rahmân diyerek yalvarın. Hangisiyle yalvarırsanız olur; çünkü en güzel isimler O’nundur.” Sen de namazında, niyâzında sesini fazla yükseltme, büsbütün de kısma, ikisi arasında orta bir yol tut. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: «İster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na hastır.» Namazında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "İster Allah deyin, ister Rahman deyin, hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O'nundur." Namaz kılarken sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O’nundur.” Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Sen onlara) de ki: İster "Allah" deyin, ister "Rahmân" deyin, nasıl çağırırsanız çağırın. En güzel isimler O'nundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki Allah diyin rahman diyin hangisini deseniz hep onundur o en güzel isimler; bununla beraber salâhatında pek bağırma, pek de gizleme ikisinin arası bir yol tut |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Gerek Allah diye (ad verib) çağırın, gerek Rahman diye (habîbim) (ad verib) çağırın, hangisi ile çağırırsanız nihayet en güzel isimler Onundur». Namazında pek bağırma, sesini o kadar kısma da. İkisinin arası bir yol tut. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “İster Allah diye duâ edin, ister Rahmân diye duâ edin! Hangisiyle duâ etseniz, işte en güzel isimler O'nundur.” (Ey Habîbim!) Namazında sesini çok yükseltme; onda o kadar da gizleme; bu (ikisi)nin arasında bir yol tut! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | De ki: “-İster, Allah deyip dua edin, ister Rahman deyin; hangisini derseniz, onundur en güzel isimler (Esma-i Hüsnâ), Namazında sesini pek yükseltme, çok da gizleme. Bu ikisinin arasını bir yol tut. (Ebû Cehil, Peygamber Efendimizin Ya Allah!... Ya Rahman!, diye dua ettiğini işitince: “- Bizi iki ilâha ibadet etmekten alıkoyuyor, halbuki kendisi başka bir ilâha dua ediyor.” demiş ve bu âyet-i kerime, bunun üzerine nâzil olmuştur). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Allah diye dua edin, Rahmân diye dua edin, hangisiyle dua etseniz nihâyet en güzel isimler O'na mahsustur». Ve namazında sesini pek ziyâde kaldırma, ve onu büsbütün de kısma ve bunun arasında bir yol talep et. |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: İster Allah diye, ister Rahmân diye dua edin. Hangisiyle dua edecek olsanız, en güzel isimler Onundur. Namazda sesini fazla yükseltme, büsbütün de kısma; ikisi arasında bir yol tut. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "Call upon Allah, or call upon Al Rahman: by whatever name ye call upon Him, (it is well): for to Him belong the Most Beautiful Names. Neither speak thy Prayer aloud, nor speak it in a low tone, but seek a middle course between." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 110. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...