# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَرَادَ اَنْ يَسْتَفِزَّهُمْ مِنَ الْاَرْضِ فَاَغْرَقْنَاهُ وَمَنْ مَعَهُ جَم۪يعًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Feerâde en yestefizzehum mine-l-ardi feaġraknâhu vemen me’ahu cemî’â(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonunda Firavun İsrâiloğulları’nı ülkeden sürüp çıkarmak istedi. Biz de onu ve beraberindeki bütün ordusunu denizde boğduk. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Derken, Firavun onları ülkeden çıkarmak istedi. Bu yüzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde) boğduk. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Firavun bunun üzerine onları memleketten sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bunun üzerine Firavun (işkence etmek ve öldürmek suretiyle) o yerden onların kökünü kazımak istedi. Biz de onu ve beraberindekileri hep birden suda boğduk. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Derken Firavun, Musa'yı ve İsrailoğullarını Mısır'dan sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Derken onları Arzdan belinletmek istedi, biz de hem kendisine ve hem maıyyetindekileri hepsini birden garkediverdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Derken onları o yerden sürüb çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem maiyyetindekileri, topdan suda boğuverdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet (Fir'avun) onları o yerden (Mısırdan) çıkarmak istedi de onu ve berâberindekileri, hep birlikte suda boğduk. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Nihayet Firavun, Mûsa ve kavmini Mısır arazısinden çıkarmak istedi. Biz de hem kendisini, hem beraberindekileri toptan denizde boğuverdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bunun üzerine Fir'avun onları o yerden sürüp çıkarmak istedi. Artık Biz de onu ve kendisiyle beraber olanları toptan garkettik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Firavun onları ülkeden sürmek istedi; Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini birden boğduk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So he resolved to remove them from the face of the earth: but We did drown him and all who were with him. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 103. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...