# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُۜ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا | |
Türkçe Okunuşu * | Vekul câe-lhakku vezeheka-lbâtil(u)(c) inne-lbâtile kâne zehûkâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Hak geldi, bâtıl yok olup gitti. Zâten bâtıl mâhiyeti gereği yok olup gitmeye mahkûmdur!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yine de ki: Hak geldi; bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkumdur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Hak geldi, batıl ortadan kalkmaya mahkumdur." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Ey Muhammed!) De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Elbette batıl yok olmaya mahkumdur." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve de ki: hak geldi bâtıl zevale erdi hakıkaten bâtıl pek zavallıdır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Hak geldi, baatıl zeval buldu. Şübhesiz ki baatıl dâim zeval bulucudur». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yine de ki: “Hak geldi, bâtıl zâil oldu! Şübhesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | De ki: “- Hak geldi ve bâtıl yok oldu gitti. Gerçekten bâtıl daima yokluğa mahkûm bulunmaktadır.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve de ki: «Hak geldi ve bâtıl müzmahil oldu. Şüphe yok ki, bâtıl muzmahil olmuştur.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yine de ki: Hak geldi, bâtıl yok oldu. Şüphesiz ki bâtıl yok olmaya mahkûmdur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And say: "Truth has (now) arrived, and Falsehood perished: for Falsehood is (by its nature) bound to perish." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 81. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...