# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ كُونُوا حِجَارَةً اَوْ حَد۪يدًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul kûnû hicâraten ev hadîdâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlara şunu söyle: “İster taş olun, ister demir.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 50, 51. De ki: İster taş olun, ister demir, isterse gözünüzde büyüyen herhangi bir mahlûk! (Bunlar, Allah'ın sizi yeniden diriltmesini güçleştirmez.) Diyecekler ki: «Bizi tekrar (hayata) kim döndürecek?» De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun üzerine onlar sana alaylı bir tarzda başlarını sallayacak ve «Ne zamanmış o?» diyecekler. De ki: Yakın olsa gerek! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 50,51. De ki: "İster taş veya demir ya da kalbinizde büyüttüğünüz başka bir yaratık olun, yine de dirileceksiniz." "Bizi tekrar kim diriltir?" derler; de ki: "Sizi ilk defa yaratan." Sana başlarını sallayarak: "Ne zamandır bu?" derler. "Yakında olması mümkündür" de. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “(Şüphe mi var?) İster taş olun ister demir!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "İster taş olun, ister demir..." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de dediler ki: biz bir sürü kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakıt mı cidden biz mi yeni bir hılkatle ba's olunacağız? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Söyle: «Gerek bir taş (gibi çetin), gerek bir demir (gibi kuvvetli) olun, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) de ki: “İster taş olun, ister demir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, onlara) söyle: “- İster taş olun, ister demir olun, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Siz (bilfarz) taş veya demir olunuz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: “İsterseniz taş olun, demir olun. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "(Nay!) be ye stones or iron, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...