# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ حِجَابًا مَسْتُورًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ kara/te-lkur-âne ce’alnâ beyneke vebeyne-lleżîne lâ yu/minûne bil-âḣirati hicâben mestûrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sen Kur’an okuduğun zaman, seninle âhirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasına görünmeyen bir perde çekeriz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sen Kur'ân'ı okuduğun zaman biz, seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de sen Kur'anı kıraet ettiğin vakıt biz seninle Âhırete inanmıyanların arasına görünmez bir hıcab çekeriz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sen Kur'ânı okuduğun zaman seninle âhirete inanmazların arasına gizli bir perde çekeriz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Kur'ân okuduğun zaman, seninle âhirete îmân etmeyenlerin arasına(bildikleri hâlde inkâr etmeleri sebebiyle) gizli bir perde çekeriz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sen Kur'ân'ı okuduğun zaman, biz, seninle ahirete inanmıyanların arasına görünmez bir perde çekeriz. (Böylece seni göremezler ve sana bir zarar yapamazlar). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Kur'an'ı okuduğun zaman seninle ahirete imân etmeyenler arasına bir örtecek perde çekeriz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen Kur'ân okuduğun zaman, âhirete inanmayanlarla senin arana görünmez bir perde çekeriz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When thou dost recite the Qur´an, We put, between thee and those who believe not in the Hereafter, a veil invisible: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 45. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...