# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لًا | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ takfu mâ leyse leke bihi ‘ilm(un)(c) inne-ssem’a velbasara velfu-âde kullu ulâ-ike kâne ‘anhu mes-ûlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de hiç bilmediğin bir şey'in ardınca gitme, çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri ondan mes'ul bulunuyor |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey'in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes'uldür. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hakkında bilgi sâhibi olmadığın bir şeyin ardına da düşme! Çünki kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan mes'ûldür. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve senin için kendisine bilgi olmayan bir şeyin arkasına düşme. Şüphe yok ki kulak, göz, gönül, hepsinden (sahibi) sorulmuş olacaktır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bilmediğin şeyin peşine takılma. Çünkü kulak olsun, göz olsun, kalp olsun, hepsi bundan sorumlu tutulmuştur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And pursue not that of which thou hasth no knowledge; for every act of hearing, or of seeing or of (feeling in) the heart will be enquired into (on the Day of Reckoning). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 36. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...