# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كُلًّا نُمِدُّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ وَهٰٓؤُ۬لَٓاءِ مِنْ عَطَٓاءِ رَبِّكَۜ وَمَا كَانَ عَطَٓاءُ رَبِّكَ مَحْظُورًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kullen numiddu hâulâ-i vehâulâ-i min ‘atâ-i rabbike vemâ kâne ‘atâu rabbike mahzûrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de Rabbinin nimetlerinden bol bol veririz. Çünkü Rabbinin nimetleri kimseden esirgenmiş değildir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onların ve bunların her birine Rabbinin nimetinden ulaştırırız. Esasen Rabbinin nimeti kimseye yasak kılınmış değildir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Rabbinin lütfundan her birine; onlara da, bunlara da veririz. Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hepsine; (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hepsine imdad ederiz: hem onlara hem onlara, mahzâ rabbının atâsından, rabbının atâsı yasak değildir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Her birine, onlara da, bunlara da Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Rabbinin vergisi (kimseden) men edilmiş değildir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Herbirine, onlara ve bunlara (dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de)Rabbinin ihsânından meded veririz. Rabbinin ihsânı ise (kimseye) yasaklanmış değildir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Her birine: dünyayı isteyen şunlara da, ahireti isteyen bunlara da, Rabbinin dünyadaki ihsanından veririz. Rabbinin dünyadaki ihsan ve bahşişi hiç kimseden menedilmiş değildir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hepsine, onlara da ve ötekilerine de Rabbin atasından imdat ederiz. Ve Rabbin atası men'edilmiş değildir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onlara da, bunlara da Rabbinin lütfundan veririz. Rabbinin lütfu ise kısıtlanmış değildir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Of the bounties of thy Lord We bestow freely on all- These as well as those: The bounties of thy Lord are not closed (to anyone). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Burûc sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 22 ayettir. İsmini, birinci âyette geçip “burçlar” mânasına gelen الْبُرُوجُ (burûc) kelimesinden alır. Mushaf ...
Al-i İmran suresinin 19. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Allah Katında Tek Din İslam’dır” Ayetinin Arapçası اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ۠ Allah nezdinde hak din İslam’dır. (Âl-i İmrân, 3/19) TEK HAK DİN: İSLAM Bi ...
Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i: “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatç ...
Tārık sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 17 âyettir. İsmini birinci âyette geçen ve “yıldız” mânasına gelen اَلطَّارِقُ (tārık) kelimesinden alır. Mushaf ...
A‘lâ sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 19 âyettir. İsmini, Allah Teâlâ’nın birinci âyette geçen ve “en yüce, en üstün” mânasına gelen اَلْاَعْلٰى (A‘lâ ...